Ayurvedik Sağlık Danışmanlığı Nedir?

Ayurveda dünyanın bilinen en eski şifa verme sistemidir. 5000 yıldır binlerce doktor tarafından milyonlarca hastaya uygulanmıştır. Ayurvedanın amacı, sağlığı hastalıklarla savaşarak değil, denge ve uyum sağlamaya çalışarak kazanmaktır. Ayurveda fiziksel dengenin, duygusal rahatlığın, ruhsal sağlığın, çevresel farkındalığın ve ruhsal gelişmenin bir bütün olarak sağlık üzerindeki önemini kabul eder. Ayurveda on farklı metabolik tipi dikkate alarak sağlık ve dengeyi inceler. 

Ayurveda, bir yaşam bilimi; hayatı anlama, en dolu biçimde ve en yüksek potansiyelde yaşama sanatıdır. Ayurveda da yaşam yolculuğunun bütünü kutsal olarak düşünülür. Ayurveda öğretilerini inceleyerek herkes pratik kendini iyileştirme bilgisini kazanabilir. Bedendeki tüm enerjilerin doğru bir şekilde dengelenmesi ile fiziksel bozulma ve hastalık büyük ölçüde önlenebilir. Bu kavram Ayurveda biliminin esasıdır: bireyin kendini iyileştirme yetisidir. 

Ayurvedik felsefe bir kişinin sadece güçlü bir bağışıklık sistemi ile sağlıklı olabileceğine inanır. Eski ‘vedic’ dilinde bağışıklığın anlamı ‘hastalıkların bağışlanması(affedilmesi)’ dir ki negatif düşüncelerin ve yaşam tarzının hastalıklara neden olduğu kavramından doğar. Bu nedenle hastalıklar, değişme gereksinimi hakkında bir mesajdır… 

BEŞ ELEMENT KURALI 

İnsan evrenin bir mikrokozmosudur. İnsan vücudunda olan her şey beş temel elementten (yapı taşı) oluşur: toprak, su,ateş, hava, ve boşluk (ether).İnsan vücudundaki denge ve dengesizlikleri anlamada bu nitelikler çok önemlidir. 

Toprak : cismin katı yönünü temsil eder. Katılık, değişmezlik ve sertliği gösterir. Çevremizde suyun ve rüzgarın aşındırıcı gücüne karşı koyarak sağlam bir şekilde duran kaya ve toprağı görebiliriz. Bizim vücudumuz da bu toprak/katı yönü gösterir: kemikler, kıkırdak, tırnaklar, kaslar, tendonlar deri ve saçlar. 

Su: değişimi karakterize eder. Dış dünyada suyun buharlaşma/bulutlar/yoğunlaşma/yağmur döngüsü ile hareketini görürüz. Doğada Suyun toprağı aşındırıp taşınmaz şeyleri bile denizlere doğru taşıdığını görürüz. Kanımız akkanımız ve diğer sıvılar hücreler arasında ve damarlar yoluyla hareket ederek enerji verir, atıkları dışarı taşır, vücut ısısını düzenler, hastalıklara karşı savaşçı taşır ve hormonal bilgiyi taşır. Su hayati bir elementtir. Örneğin ishal ve kusmanın neden olduğu su kaybı acilen giderilmez ise hastanın hayatına mal olabilir. 

Ateş: Güneş sistemindeki ışığın ve ateşin kaynağı güneştir. Güneş ısısı buzu eriterek su haline dönüştürür ve yine ısı etkisiyle buhar haline dönüştürür. Ateş biçimsiz bir form olarak kabul edilir. İnsan bedeninde ateşin kaynağı metabolizmadır. Ateş sindirim sisteminde çalışır. Beyin hücrelerinin gri maddesinde ateş zeka olarak tezahür eder. Ateş aynı zamanda ışığı algılayan retinayı harekete geçirir. Beden ısısı, sindirim, düşünme süreçleri ve görme gücü hep bedendeki Ateşin işlevleridir. Tüm metabolizma ve enzim sistemleri bu unsurla kontrol edilir. 

Hava: hareket halindeki boşluktur. Ağaçların yaprakları arasında esen rüzgarı göremeyiz ama hissederiz. Biz havayı boğazımızdan aşağı ve ciğerlerimize akış olarak hissederiz. Havayı birkaç dakikadan fazla kestiğimizde havanın yaşamak için ne kadar temel olduğunu anlarız. İnsan bedeni içindeki hava, kalp atışlarında, kas devinimlerinde, akciğerlerin genişleyip kasılmasında ve karın duvarı ve bağırsakların hareketinde tezahür eder. Bir uyarıya karşı verilen tepki dışarıya ve içeriye giden sinirsel dürtülerin bir hareketidir. Merkezi sinir sisteminin tüm devinimlerini bedendeki hava yönetir. 

Boşluk (Eter): Her şeyin içinde oluştuğu uzaydır. Boşluk cisimler arasındaki mesafedir. İnsan bedeninde kılcal damarlar, ağız, burun, mide bağırsak sistemi, solunum sistemi, karın, boğaz, lenfler ve hücrelerdeki boşluklar şeklinde tezahür eder. 

Ayurvedik felsefede beş element, tridosha olarak adlandırılan üç dinamik gücü biçimlendirmek üzere çifterli olarak kombine olur. Doshalar sürekli olarak dinamik bir dengede birinden diğerine hareket eder. Doshalar biyolojik mizaçtır. Her bireyin temel yapısı gebe kalındığı zaman belirlenmiştir. 

Vata (va-ta): Hava ve boşluk (eter) elementlerinden oluşur. Bir hareket prensibidir. Bunların oranı Vata’nın ne kadar aktif olduğunu belirler. Vata solumayı, göz kırpmasını, kas ve dokulardaki hareketi, kalp atışını, hücre zarı hareketlerini ve sinir hücrelerindeki uyarıların hareketini belirler. Vata aynı zamanda canlılık, asabiyet, korku, kaygı, acı, titreme, spazm gibi duygu ve hisleri yönetir. Vata’nın yeri kalın bağırsak, deri, kulaklar ve uyluklardır.  

Vata’nın yedi özelliği vardır: soğuk-hafif-düzensiz-hareketli-ince-kuru-pütürlü 

Pitta (Pi-ta): Su ve ateşin etkileşimi ile ortaya çıkan bir güçtür. Bu iki element dönüşümü temsil eden zıt güçlerdir ancak biri diğerine dönüşemez birbirini yumuşatırlar. Pitta besinlerin sindirilmesini sağlayan enzimler ve metabolizmayı düzenleyen hormonlardır. Sindirimi, emmeyi, özümsemeyi, metabolizmayı, beden ısısını, cildin rengini, gözlerin parlaklığını, zeka ve anlayışı yönetir. Psikolojik olarak, pitta, öfke, nefret ve kıskançlık yaratır. Pitt’nın yeri ince bağırsak, mide ter bezleri, kan, yağ, gözler ve deridir. 

Pitta’nın yedi özelliği: sıcak-hafif-akışkan-ince-keskin-yumuşak-  

Kapha (ka-fa): Su ve toprağın dengesidir. Kapha fiziksel yapı için materyal sağlayarak bedendeki unsurları birbirine yapıştırır. Bedendeki doğal doku direncini sağlar. Kapha eklemleri yağlayarak kolay işlemelerini sağlar, deriyi nemlendirir yaraların iyileşmesine yardım eder. Kapha, göğüs, boğaz, baş, sinüsler, burun, ağız, eklemler, balgam gibi beden salgılarında bulunur. Psikolojik olarak bağlılık, hırs, müzmin kıskançlık duygularından sorumludur; aynı zamanda dinginlik, bağışlayıcılık ve sevgi eğilimlerinde ifade edilir. Kapha’nın yeri mide ve göğüstür. 

Bu üç dinamik güç tüm yaşayan şeylerde birbirini sürekli olarak değiştirir ve dengeler. Bir bitkide Vata, çiçekler ve yapraklarda yoğunlaşmıştır (havaya ve uzaya doğru uzanır), Kapha köklerde yoğunlaşmıştır (toprağın içine suyun olduğu yerde) pitta bitkilerin uçucu yağlarında, reçinelerinde bulunur (özellikle sindirimi düzenleyen baharatlarda). Farklı bitkilerde farklı yoğunluklarda olacaktır. Genel olarak insanda da 7 tip yapı vardır: (1) Vata (2) Pitta (3) Kapha (4) vata-pitta (5) vata-kapha (6) pitta-kapha (7) vata-pitta-kapha . Bu yedi genel tip arasında oranlara bağlı olarak sınırsız sayıda çeşitlemeler mevcuttur.  

Bireyin esas yapısı doğumda mevcut unsurların birleşimi sabittir ancak bu unsurlar çevredeki değişimlere tepki olarak değişir. Yaşam boyunca iç ve dış çevre arasında sürekli bir etkileşim vardır. Ayurveda’daki temel şifa prensiplerinden birisi, dış çevredeki değişimlere karşı durmak için bireyin yaşam alışkanlıklarını ve beslenmesini değiştirerek iç güçlerde denge yaratılabileceğini öne sürer. 

Kliniğimizde uyguladığımız kişiye özgü Beslenme Danışmanlığı Programında Ayurvedik Beden tipi belirleme sonrası kişinin ihtiyaçlarına yönelik gıda çeşitleri ve yaşam rutinleri belirlenir. Ayurvedik esaslara uyun aromaterapötik yağlar, baharat ve otlar önerilir. Amacımız bütünsel bakışı ile danışanlarımızın hayat kalitesini yükseltip daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmesine yardımcı olmaktır.